Kurucu Onursal Başkanımız Fahamettin Akıngüç Cumhuriyet Gazetesine Röportaj Verdi

Kurucu Onursal Başkanımız İnş. Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç, Cumhuriyet gazetesinden Figen Atalay’a bir röportaj verdi. Gazetenin 23 Aralık 2019 tarihli sayısında “Önce Nitelik” başlığıyla yayımlanan röportajda eğitimin uluslararası nitelikte olması gerektiğini ifade eden Fahamettin Akıngüç, yalnızca öğrencilere değil öğretmenlere karşı da eğitim sorumluluğu olduğundan bahsetti. 

RÖPORTAJIN TAMAMI:

60 yıllık eğitimci Fahamettin Akıngüç’e göre, ulusal eğitim yetmez. Öğrencilere verilen eğitimin mutlaka uluslararası bir niteliği de olması gerek.

Kültür Koleji, 60. yılını kutluyor. Kurucusu, “Cumhuriyet çocuğu” Fahamettin Akıngüç, bilimsel ve nitelikli eğitimin önemini vurgulayarak “Okullar, özelden genele, öğrencisinden hizmet verdiği semtte, ilçede, ülkede titreşim yaratabilmeyi hedefliyorsa iyidir” diyor. Eğitim sistemindeki en büyük eksikliği, “eğitim reformlarının ihtiyaca değil, yetkiyi ya da gücü elinde bulunduran mekanizmaların öznel değerlendirmelerine göre yapılması” olarak değerlendiren Akıngüç’e göre, eğitim sistemi yalnızca öğrenci yetiştirmeye odaklı. Oysa sistemin öğretmenlere karşı da eğitim sorumluluğu var. 

Kültür Koleji kurucusu, İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyeti Onursal Başkanı  Fahamettin Akıngüç ile hem kendi okulu hem de eğitim sistemi üzerine konuştuk. 

- Kültür Okullarını neden kurdunuz? Hedefiniz neydi? Buna ulaştınız mı?

Ben, Kültür Koleji’nin kuruluşu olan 1960’a kadar, 10 yıl inşaat mühendisliği ve müteahhitlik yaptım. Mühendisliği çok severek yaptım, ancak koşulları çok yıpratıcıydı. Çalışma süreçleri net ve özgür değildi. Bu sıkıntıları yönetmeye çalışıyordum ancak 1958’de Türkiye’de yaşanan devalüasyon, her şeyi yeniden gözden geçirmeye zorladı.  Ekonomik olarak, telafi edilmesi çok güç, ciddi bir darboğaza girdim. Mühendislikten sonra bilgime, gözlemime en çok güvendiğim saha eğitimdi diyebilirim. Ancak Kültür Koleji’ni açmak öyle bir anda, yoktan var olmuş bir fikir ya da körü körüne girdiğim bir macera değildi.

BABA MİRASINI YAŞATMAK

Babam Halil Akıngüç’ün ilk kez Eskişehir’de kurduğu ve ben üniversiteyi kazanınca İstanbul’da devam ettirdiği Kültür Ders evi, benim için bir öğretmen okulu oldu. Orada matematik ve fizik dersleri verirdim. Üniversite mezuniyetimden sonra, bakanlıktan onaylı öğretmenlik belgesi almam konusunda da beni yönlendiren babam Halil Akıngüç olmuştu. Bir okul açmaya da daima sıcak bakardı. Hatta, bina olarak uygun gördüğü yerler için “Şu adreste bir bina gördüm, git, bir incele bakalım” diye benden fizibilite isterdi. Özetle, Kültür Koleji’ni kurma nedenim için tek bir şey söylemek çok zor. Biraz o günün şartları, belki babasının mirasını en doğru şekilde yaşatmak, onun hayalini gerçekleştirmek isteyen, hatta ona özenen evlat psikolojisi, belki okumaya duyduğum derin sevgi, belki ailemi, kendimi hem maddi hem saygınlık anlamında en az mühendislik kadar tatmin edebilecek bir iş yapmak kaygısı...

Bir Cumhuriyet çocuğu olarak, iyi eğitimin insanın, ülkenin yaşamını nasıl değiştirebileceğini bire bir tecrübe etmiş olmam. Hepsi, Kültür Koleji’nin kuruluş nedeni olabilir. Tek bir şey söylemek zor. Hedefime gelince... Hedefim, yaptığım her işte olduğu gibi, bir fayda, bir değer üretebilmekti. Buna ulaştınız mı sorunuza gelirsek... 60’ıncı yılımızı geride bıraktık, belli bir yere geldik ama her zaman daha iyisi mümkün. Bu nedenle tam anlamıyla hedefe ulaşmaktan söz edemem. Mutlaka bir eksiğimiz vardır. Tamamlanması, gelişmesi, iyileşmesi, değişmesi, gereken bir şeyler mutlaka vardır.   

- Bu okulu kurduğunuz dönemde özel okulculuk bilinmiyor ve yaygın biçimde tercih edilmiyordu. Kaç öğrenciyle başladınız? Bugünlere geleceğinizi öngörmüş müydünüz? 

O dönem özel okullar için “Denize nazır, diploma hazır” cümlesi kullanılırdı. Kültür Koleji’ni o yıllarda Bahçelievler’de üç katlı bir binada kurdum. 143 öğrenciyi kayıt ederek başlamıştım. Hedefim elbette, saygın, nesillerin mezun olacağı,  yaşayan bir okul kurmaktı. Aksi bir hedef ya da idealin okulculuğun ruhuyla bağdaşması mümkün değil. Okul kurmak, insanların gelecek sorumluluğunu almaktır.

İLKELİ, GÜVEN VEREN...

Zamana, zamanın getirdiği zorluklara karşı, inatçı ve ısrarlı olmanız gerekir. “Birkaç yıllığına açarım, şu kadar kazanır, şu öğrenci kaydeder, şu kadar kişi mezun eder sonra bırakırım” zihniyeti, “yap, işlet, devret” mantığı okulculuğun ruhuna uymaz. Hem etik değil hem de öyle bir zihniyet eğitimde yürümez.

Bugün geldiğimiz noktayı başlarken öngörmedim. 60 yıl sonra anaokulundan, üniversiteye, vakfa uzanan bir yapı kuracağım hırsıyla başlamadım. İlkeli, iyi, öğrencisine, öğretmenine, ailelere, çalışanlarına ülkesine güven veren bir okul kurmak idealiyle yola çıktım. Doğru toprakta, doğru iklimde, iyi baktığınız bir ağaç meyve verir. Bugün geldiğimiz noktanın özeti budur. 

KÜLTÜR ANAYASASI 

- “Kültür anayasası” nasıl ve hangi ihtiyaçla oluştu? Okula giren her öğrenci ilk iş bu anayasayı mı öğreniyor?

Kültür’de iki anayasa var. Biri, Akıngüç aile anayasası. Bütün özel okullar bir aile işletmesidir. Aile işletmesinin varlığının devamı için işletmenin gerçekleriyle ailenin duygusallığını iyi dengelemek gerekir. Aile anayasamızın çalışmalarına 90’larda başladık. Ancak anayasasının sistematik ve bilimsel ilkelerle ele alınma sürecinde titreşim yaratan, şu anda İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı olarak görev yapan kızım Dr. Bahar Akıngüç Günver’in ABD UCLA’daki akademik eğitim süreci oldu. Açıklık ilkesi, hoşgörü ilkesi, bireyi, -aileyi, işletmeyi korumayı esas alan ve dengeye odaklanan- çıkar ilkesi, emek hakkı kutsaldır ilkesi, hukukun üstünlüğü ve etik ilkesi, aile anayasamızın özünü oluşturuyor. Kültür Okulları’ndaki anayasa da aslında aile anayasasının tabii bir çıktısıdır. Kültür ailesinin bir parçası olan her bireyin haklarını ve sorumluluklarını temel seviyede tanımlar. Okulumuza başlayan her öğrenciye, tüm insan kaynağımıza “Kültür Anayasası” bir çıktı olarak verilir. Ama esas beklentimiz, bu değerleri  okuyarak değil yaşayarak öğrenmeleri. Söze değil eyleme, düşünceye, öğrenme felsefelerine taşıyıp yansıtabilmeleri. 

- Okulu kurduğunuzdan bu yana eğitim sisteminde gözlemlediğiniz en önemli değişimler neler? 

60 yıldır eğitimin içindeyim. Eğitimcilik aynı zamanda ülke ve dünya tarihine ilişkin bir tanıklıktır. Biz, 60 yıl içinde pek çok değişimin hem gözlemcisi olduk hem de bir parçası. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 64 eğitim bakanımız olmuş. Kültür Koleji olarak kuruluşumuzdan bu yana yana 60 yıldır 40 milli eğitim bakanıyla tanışmış, çalışmışız. O dönemden bu yana ülkenin nüfusu, teknolojisi, iletişim şekilleri, ekonomik durumu değişti. Kuşaklar değişti... Ancak okul kurulduğundan bu yana en önemli değişim, hiç şüphesiz teknoloji. Bilgiye erişim olanaklarında yaşanan değişim, öğretenin ve öğrencinin misyonunu da yeniden tanımladı.

HÜMANİST DEĞERLER ÖNEMLİ

- Bir okulun en önemli niteliği ne olmalıdır? ‘İyi okul’ nitelemesi herkese göre değişir mi? 

İyi okul için herkesin kendine göre bir tanımı var. Ailenin, öğretmenin, öğrencinin iyi okul tanımı farklıdır. Son yıllarda anaokulundan üniversiteye iyi okulun tanımını reklamlardan öğreniyoruz. Öğretim yapmak, bilgiyi aktarmanın reklamı olmaz. Bu zaten okulların ödevidir. Oysa iyi okulun tanımı evrenseldir. İyi okul her şeyden önce, hümanist değerlerle kuşatılmış olmalıdır. Bireyi, araştıran, bulan, sorgulayan, izleyen, gözleyen, özetle düşünmeyi öğreten, bireysel özellikleri ve yetenekleri göz ardı etmeyen okullar iyidir.  İnsanı, başarıyı girdi- süreç-çıktı gibi bir formülle değerlendiren anlayışlar var. Oysa  eğitim işinin malzemesi insandır. Malzemeye göre çalışma sonuç verir. İnsana yatırım yapan okul iyidir. Yalnızca öğrenciye değil, öğretmenine hatta erişebildiği ölçüde ailelere düşünce ve bilgi anlamında yatırım yapmak, katkı sağlamak için efor gösteren okul iyidir. 

En önemlisi bilimsel, nitelikli eğitim verilmesidir. Çocukların ulusal eğitimle yetinmemesi gerekir, uluslararası eğitim de olmalı.

3 BİN ÖĞRENCİ 

26 Eylül 1960 yılında kurulan Kültür Koleji üç kampusta eğitim hizmeti veriyor. 3 anaokulu, 2 ilkokul, 2 ortaokul, 2 Anadolu,  2 fen lisesisinde yaklaşık 3 bin öğrenci öğrenim görüyor, 300’ün üzerinde öğretmen görev yapıyor.


Son Güncelleme Tarihi: Pt, 23/12/2019 - 10:36