İş, Bilenindir: Girişimcilik Modelleri Webinar Serisi - “Kurumsal Dünyada Yapay Zekâ ve Dijital Transformasyon Uygulamaları”

İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Meslek Yüksekokulu (MYO) tarafından organize edilen “İş, Bilenindir: Girişimcilik Modelleri” webinar serisi, 1 Ekim 2020 Perşembe günü gerçekleştirilen “Kurumsal Dünyada Yapay Zekâ ve Dijital Transformasyon Uygulamaları” başlıklı söyleşi ile devam etti. Microsoft Consultancy Services Account Delivery Executive Esra Ergün’ün konuk olduğu webinarın moderatörlük görevlerini Öğr. Gör. Berrak Köten, Öğr. Gör. Dr. Barış Safran, Öğr. Gör. Burak Öçlü ve Öğr. Gör. Gözde Bircan üstlendi.

Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu olan Esra Ergün konuşmasına; teknik bilgiye sahip olmasak da teknolojinin imkânları, getirdiği kolaylıklardan yararlanmanın önemi ve son gelişmelerden haberdar olmanın gerekliliğinin altını çizerek başladı. “Teknolojiyle beraber nasıl yaşayabiliriz, getirisi götürüsü nedir?” sorularını soran Ergün, sinema ve sanat dünyasından örneklerle vücut bulan hayallerimizdeki öngörülerle ve fütüristik çalışmalarla günümüzdeki hayata geçirilen yapay zekâ uygulamalarının karşılaştırmasını yaptı. Yirmi yılı aşkın süredir çeşitli sektörlerde yazılım geliştirme, müşteri ilişkileri yönetimi, proje yönetimi, ürün yönetimi gibi çeşitli alanlarda yurt içi ve yurt dışı görevlerde bulunan Ergün, arama motorlarındaki öneriler, fotoğraf etiketleri gibi sürekli kullandığımız uygulamalarla yapay zekânın aslında her gün bizimle olduğunu vurguladı. Microsoft Danışmanlık Hizmetleri bölümünde kurumsal müşteriler için finans, telekomünikasyon, üretim, perakende gibi sektörlerde kurumların dijital transformasyon stratejilerinin belirlenmesi için yol haritalarının çıkarılması ve projelerin hayata geçirilmesi konusunda teknoloji danışmanlığı yapan Ergün, Endüstri 4.0 ile birlikte üretim alanında yoğun bir şekilde sanayi robotları kullanıldığını belirtti. Yapay zekâ teknoloji bileşenlerine (katmanlarına) değinen Ergün, farklı özelliklerde farklı datalar toplayan sistemler olmasına rağmen hepsinin birbirini tetikleyen birtakım işlemler, aksiyonlar yapabilen entegre üst sistemler oluşturduğunu ifade etti. Entegre sistemlerin seçenek üretme anlamında olağanüstü bir kapasiteye sahip olduğunu söyleyen Ergün, Arduino sistemlerinin günümüz ve geleceğin yapay zekâ teknolojisinde önemli yerlere geleceğini düşündüğünü belirtti. 

Yapay zekânın yararlarını da sorgulayan Ergün, “Hayatımızı kolaylaştırıyor, zaman tasarrufu sağlayarak vaktimizi daha verimli, üretken olabileceğimiz alanlara kaydırabiliyoruz.” dedi. Şirketlerin, bunların yanı sıra, optimizasyon, maliyet kontrolü, daha çok müşteriye daha hızlı ulaşabilmek, daha fazla seçenek sunabilmek için yapay zekadan yararlandıklarını belirten Ergün, Endüstri 4.0’ı ıskalayan örgütlerin, toplumların rekabet şansının kalmadığını ve ülke olarak potansiyelimizin yüksek olduğunu ancak daha çok yolumuzun bulunduğunu sözlerine ekledi.
Akıllı teknolojiyle insan zekâsını oluşturmak (teknoloji portföyü) bağlamında dünyadan elde edilen verilerin işlenmesi, yorumlanması ve tepki (aksiyon) aşamalarına değinen Ergün, etkileşim, anlayış ve düşünce kavramlarına dikkat çekti. Bu anlamda etkileşimi doğal yollarla her yeni bilgi, etkileşim ve çıktıyla ilerlemek olarak değerlendiren Ergün, anlayış kavramını ise metin, ses ve imge içeren verilerin anlamını yorumlayabilmek, bilişsel sistemlerle “insanların yaptığı gibi anlamak” olarak tanımladı. Yapay zekâ ve strateji yönetimi konusunda doktora tez çalışması halen devam eden Ergün, “Dağınık verilerle sonuçlardan öğrenmek ve yenilerini oluşturmak, temel fikir ve kavramları anlamak, kavramları çıkarmak ise düşüncedir.” dedi.

Yapay zekânın günlük hayatımızda dâhil olmadığı bir alanın ve işletmelerde etkilemediği bir fonksiyonun kalmadığını vurgulayan Ergün, AI yeteneklerinin verileri anlamak, bilgiyi yönetmek, öğrenmek ve aksiyona dönüştürmek başlıklarında kategorize edilebileceğini ifade etti. İşletmelerde yapay zekâ uygulama alanlarından (tahminleme, karar alma, bütçeler, maliyet-kar-hacim analizi, hız-zaman-esneklik, stok-envanter yönetimi, maliyet düşürücü iş modelleri) örnekler veren Ergün, verileri anlamak noktasında, konuşma-görüntü tanıma, doğal dil işleme uygulamalarına değindi. Sesli konuşmayı yazıya çeviren bilgisayar yazılımları (speech recognition), resim veya fotoğrafları, ön tanımlı resim veya fotoğraflar üzerinden öğrendiği yöntemlerle tanımlama, algılama veya karşılaştırarak sonuç çıkarma (image recognition) ve yaygın olarak NLP olarak bilinen yapay zekâ ve dilbilim alt kategorisi doğal dil işleme uygulamalarının verileri anlama noktasındaki katkılarını açıkladı. Bilgiyi yönetmek anlamında yapay zekânın önceden eğitilmiş veri kümesi gibi avantajlarına ve Ontoloji Tabanlı Meta Analiz gibi üst düzey uygulamalara dikkat çekti. Yapay zekânın öğrenme yeteneğine ilişkin olarak makine öğrenmesi ve derin (katmanlı) öğrenmeyle çözümleme ve ilişkilendirme becerilerini açıklayan Ergün, sonrasında otomatik muhakeme ve otomatik planlama gibi kavramlarla aksiyon aşamasına geçildiğini belirtti. 

Her sistemin avantajları olduğu gibi dezavantajlarının da bulunduğunu söyleyen Ergün, dijital transformasyonda git gide insan ilişkileri azaldığında, makro ve mikro beden dillerinin anlaşılması, kişinin o an ne düşündüğünü veya ne hissettiğinin bilgi eksikliği durumunda, derin öğrenmeyle, yapay zekânın bunun da üstesinden gelebileceğini ifade etti. Elektronik ve dijital sistemlerde enerji maliyetlerinin hem içeriğin üretimsel sürecinden hem de bütçe olarak araçsallaştırılmış bir sektör olmasından kaynaklanabileceğini belirten Ergün, bu durumun sektörlere göre değişkenlik gösterdiğini ifade etti. Her halükârda yapay zekânın avantajlarının maliyetlerinden fazla olduğunu ileri süren Ergün, teknoloji geliştikçe maliyetlerin düşeceğini ve aradaki pozitif farkın artacağını savundu.

Endüstri senaryoları ve dijital transformasyon kavramlarına değinen Ergün, teknolojik bakış açısıyla akıllı bulut ve sınır sistemleri olgularının, iş senaryolarında çalışanları güçlendirme (empowerment), müşteri ilişkileri, operasyon optimizasyonu, ürün transformasyonu gibi uygulamalara dönüştüğünü ifade etti. Maliyetleri paylaştırdığı için bulut sistemlerinin HDD gibi diğer dijital depolama yöntemlerine göre daha ucuz olduğuna dikkat çeken Ergün, teknoloji geliştikçe genel anlamda bir maliyet düşüşü yaşandığının da unutulmaması gerektiğini ifade etti.

Ergün’e göre günümüzde en çok yapay zekâ kullanılan alanlar ise şu şekildedir: Tahmine dayalı analitik (talep ve envanter tahmini, vb.), gerçek zamanlı operasyon yönetimi (örneğin, geliştirilmiş iç verimlilikler), müşteri hizmetleri, risk yönetimi ve analizleri, müşteri öngörüsü, müşteri deneyimi (örneğin kişiselleştirme), araştırma-geliştirme, tedarik zinciri, temin ve lojistik optimizasyonu, insan kaynakları, dolandırıcılık tespiti (örneğin finansal suçların önlenmesi), bilgi üretimi, fiyatlama ve tutundurma, sosyal sorumluluk…

Güncel ve yaygın kullanılan bir uygulama olarak yapay bot (chatbot) örneğini açıklayan Ergün, “Sanki karşınızda insan varmış gibi uygulamayla muhatap olmanız, sorunuza cevap veriyor, anlam çıkarıyor, çözümler geliştiriyor, önerilerde bulunuyor.” dedi. Bu tip sistemlerin doğallık, bilgi odaklılık ve zenginleştirme gibi anahtar noktalarına dikkat çeken Ergün, kişisel ve doğal yollarla etkileşimde bulunma noktasında akıllı öneriler, kişiselleştirme ve sürükleyici deneyimler sayesinde, çok fazla yol kat edildiğini belirtti. Diyalogun selamlamayla başlaması, amacı belirlemek için doğal dil ayrıştırma (gerektiğinde çeviri) ve metin istemi gibi ayrıntılarla iletişimin sağlıklı ve insani bir şekilde ilerlediğini ifade etti. Süreçlerin bilgi ile yönlendirilmesi noktasında, avantajlı öneriler sunmak, bu önerileri geliştirmek için müşteri ilişkileri yazılımlarıyla (CRM) entegre ilerlemek ve bilişsel hizmetler, ses veya metin yoluyla etkileşimi mümkün kıldığını iddia etti. Yapay botların verilerin ötesinde ilişkili bilgilerden yararlanma özelliğine değinen Ergün, bunun gelişmiş analizler, makine öğrenmesi ve veri zenginleştirme gibi olgularla mümkün hale geldiğini açıkladı. Bilgisayar görüşü ile görüntüleri tanıma, akıllı iç görülere dayalı teklifler oluşturma, duyguları analiz etme yoluyla, yapay botların canlı temsilci dokunuşunu gerçekleştirebildiklerini belirtti.

Yapay zekânın en çok kullanıldığı alanın sağlık sektörü olduğunu belirten Ergün, özellikle pandemi döneminde bireysel ve coğrafi bazda salgın ve hastalığın takibini sağlayan portalların (tüm hastanelerdeki tekil bilgileri entegre ederek yorumlayan ve aksiyona dönüştüren yapay zekâ sistemleri) ve daha yararlı bilgi sağlamak için tıbbi kayıt madenciliğinin ön plana çıktığını ifade etti. Yapay zekânın hasta sağlık verilerinde taban çizgisinden küçük farklılıklar tespit etmek veya benzer hastalarla karşılaştırmak gibi alanlarda teşhisi desteklediğini belirten Ergün, potansiyel salgınların erken teşhisi ve hastalığın yayılmasının önlenmesi ve korunmasına yardımcı olmak için görülme sıklığının izlenmesinin de söz konusu olduğunu ifade etti. Yaşlılar, hastalar, engellilerin evden takibi ve ilgili dezavantajlı grupların bakımı için yardımcı robotların gündemde olduğunu belirten Ergün, chatbotlarla hastaların veya şüphelenenlerin yönlendirilmesi, ilaç yönetimi de dâhil olmak üzere tekrarlayan işlerde yardımcı olunması, danışmanlık sağlanması gibi faaliyetlerin yerine getirildiğini söyledi. Sağlık sektöründeki tasarım tedavi planları, görüntüleme, tanılama gibi uygulamalara değinen Ergün, konuşmasında klinik eğitimde tıp fakültelerinde kadavra bulmanın zorluğu nedeniyle yapay zekâ uygulamalarıyla modellenmesi gibi farklı örneklere de yer verdi. 
Sağlık sektöründe yapay zekâ sistemlerinde oluşan problemli ve hatalı sonuçlarda (ya da insansız araçlar kaza yaptığında) sorumluluğun hangi aktöre ait olduğu gibi hukuk-ahlak alanında son dönemde yoğun tartışılan konulara da değinen Ergün, robot hukuku, yapay zekâ hukuku örnekleri üzerinden her olayın kendi içinde çok boyutlu tartışılması gerektiğini ifade etti. İstatistiki verilerin, cihazı ya da konumunu belirtmemiş birinin lokasyonuna yönelik sistemde hata oranını arttırarak bilimselliği tartışmalı konuma getirdiğini ileri süren Ergün, mikroçiplerin klinik uygulamasının insan türünde de kullanılmasının (yeni kimlik kartı uygulamasının doğrudan pre-implantasyon yöntemiyle gerçekleştirilmesi gibi) hukuki sistemlerde daha isabetli adli vaka analizlerini ve buna yönelik tespitleri kolaylaştırabileceğini dile getirdi. 

Finansal hizmetlerde de yapay zekânın yaygın olarak kullanıldığını belirten Ergün, kredi yetkilendirme taraması, ipotek riski değerlendirmesi, proje yönetimi ve teklif stratejisi, finansal ve ekonomik tahminler, borsada işlem gören sabit gelirli yatırımların risk derecelendirmesi, sigorta fiyat hareketlerinde düzenliliklerin tespiti, temerrüt ve iflasın tahmini, sigorta ve varlık portföy yönetimi gibi uygulamalardan örnekler verdi.

İşletmecilikte tedarik zinciri, lojistik ve üretim alanlarında temelde planlama ve envanter optimizasyonu bağlamında yapay zekâ kullanıldığını belirten Ergün, talep analizi ve tahmini noktasında talep algılama, erken uyarı analizi, promosyon ve medya öngörüsü, yeni ürün tanıtımı olanaklarına dikkat çekti. Talep planlama aşamasında yapay zekânın modelleme, algılama, istatistiksel tahminleme gibi becerilerine dikkat çeken Ergün, servis planlamayla ilgili olarak ise çok kademeli envanter optimizasyonu ve lot büyüklük optimizasyonu uygulamaları üzerinde durdu. Tedarik zincirinde yapay zekânın dinamik gereksinim planlaması, izleme ve taşımacılık planı gibi olanaklarına değinen Ergün, üretim yönetiminden ise kapasite planlama ve üretim çizelgeleme uygulamalarını açıkladı. Ayrıca yapay zekânın üretim alanında ham madde, kapasite, kalite kontrol, arıza tahmini-tespiti-önlenmesi gibi alanlardaki katkılarına değindi.

Yapay zekânın önemli katkılar sağladığı deniz taşımacılığı alanında entegrasyon, güvenlik ve hız kavramlarının önemini vurgulayan Ergün, entegre yolculuk, çizelgeleme ve yönlendirme anlamında tek ve çok modlu yolculuk planlama, varlık ve kaynak planlaması, paket/araç hareket yönetimi, yönlendirme, ticaret, ödeme ve aracılık hizmetleri için blockchain gibi uygulamaları anlattı. Güvenilir taşıma ve teslimat noktasında tahmini kalkış ve varış zamanlarının güvenilir şekilde öngörülmesi, performans yönetimi ve puanlama, varlık-kaynak ve ağ optimizasyonu, akıllı bildirimler ve öneriler gibi başlıklara değinen Ergün, transit giriş-çıkış anlamında ise paketimi bul-entegre takip ve izleme, gerçek zamanlı performans izleme ve yönetimi, dinamik yeniden yönlendirme, hizmet-maliyet-kalitede gerçek zamanlı değerlendirme gibi yapay zekâ kolaylıklarını açıkladı. 

İş güvenliği alanında yapay zekâ uygulamalarının temelinde tehlikeli çalışma ortamlarına erişimi kısıtlamak ve prosedürlerin güvenlik standartlarına göre yapılmasını sağlamak için akıllı kamera-video-drone kullanımı olduğunu belirten Ergün, güvenlik tertibatı, tehlikeli pozisyonlar, duman/ateş tespiti, düşme/dökülme/taşma tespiti, hız sınırı ihlalleri, güvenlik yolları, haneye tecavüz gibi başlıklarda, bu teknolojilerden istifade edildiğini söyledi. 

Savunma sanayiinde yapay zekanın, stratejik, operasyonel ve taktik seviye planlaması için askeri operasyonlarda birçok seçenek sunduğunu belirten Ergün, insansız hava araçları, insansız yer sistemleri, güdümlü bomba ve füze sistemleri, artan menzil ve akıllı mühimmatın doğruluğu gibi uygulamalara değindi. Bu alanda çok fazla çalışma yapıldığını belirten Ergün, hedef tanımlama ve sınıflandırma için görüntü yorumlama, radarlar ve füzeler gibi karmaşık silah sistemlerinin teşhisi ve bakımı, robotik ekipman hassas hedefleme desteği ve mühimmat taşıma ve doğruluk sağlama, uzaktan ateş gücü sağlamak için kamera donanımlı ve darbeye dayanıklı platformlar, gelişmiş silah sistemlerinin teşhisi ve bakımı için sistemler, çeşitli ortamlardaki füze performansının belirlenmesine yardımcı olmak için imha bölgelerinin değerlendirilmesi, fırlatma süresi ve simülasyon için füze hedef aralığı ve yörünge analizi gibi uygulamalara değindi. 

Tarım sektöründe de yapay zekânın önemli katkılar sağladığını belirten Ergün, hiperspektral görüntüleme ve 3B lazer tarama ile yetiştirme döngüsü boyunca izleme avantajıyla binlerce dönümde hızlı ve gelişmiş bilgi ve bitki ölçümlerinin mümkün olduğunu ifade etti. Sebzelerin üretim maliyetlerini azaltmak, sektörü daha rekabetçi ve sürdürülebilir kılmak amacıyla yapay zekâ kullanılabildiğini belirten Ergün, ayrıca, ortalama sebze veriminin korunmasının sağlanabileceğini ifade etti. Tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliği noktasında yapay zekânın katkılarını ise aşırı uygulanan su ve kimyasal ilaçlar nedeniyle çevresel etkilerin en aza indirilmesi; kök bölgesinde, bitki büyümesi için en uygun olan istenen toprak suyu aralığının korunması; sulama işlemi bakımı için düşük Ibor girişi ve ortalama tarihsel hava koşullarına dayanan sulama yöntemine kıyasla önemli su tasarrufu gibi örneklerle açıkladı. 

Perakende sektöründe hangi mağaza düzenlerinin sirkülasyon sağladığını ve satışları artırdığını anlamak için mağaza içi müşteri davranışına dayalı ısı haritaları geliştirilmesi noktasında yararlanıldığını belirten Ergün, ayrıca, raf alanının optimize edilmesi ve öğelerin her zaman doğru fiyatlar ve promosyonlarla etiketlendiğinin belirlenmesinin de mümkün olduğunu ifade etti. 

Akıllı telefondan sonra hayatımıza hızlıca giren akıllı araba, akıllı ev, akıllı şehir kavramlarına da değinen Ergün, tüm bu sistemlerin birbiriyle entegre çalışan yapısına vurgu yaptı. Akıllı evlerde ısı kontrolü, buzdolabını yönetmek, içme suyu seviyesinin izlenmesi, otomatik sipariş, sesle kontrol, saksılardaki sensörlerle bitkilerin ihtiyaçlarının tespiti, evcil hayvanımızın takibi, akıllı kilit ve güvenlik sistemleri, akıllı elektrik tesisatları, TV-telefon-müzik seti gibi cihazlar arasında mekândan bağımsız bağlantı uygulamalarının hayatımıza getirdiği kolaylığa dikkat çekti. Akıllı ev ve akıllı şehirle bağlantılı akıllı arabaların hava durumu-kirliliği, yorgunluk gibi koşulların belirlenmesinde ve önlemlerin alınmasında kullanıldığını belirten Ergün, akıllı şehirlerdeyse trafik lambalarının idaresinden trafik yoğunluğunun kontrolüne, akıllı ulaşımdan yerleşim planlamasına kadar pek çok örneğe yer verdi.

Sosyal sorumluluk anlamında yapay zekânın engellilerin de hayatını oldukça kolaylaştırdığını belirten Ergün, sesli, kabartmalı menü ve kataloglar, yapay zekâyla ürün tanımlama, sipariş verme gibi yöntemlerden örnekler verdi. 

Öğr. Gör. Berrak Köten, Öğr. Gör. Dr. Barış Safran, Öğr. Gör. Burak Öçlü ve Öğr. Gör. Gözde Bircan ile ve tüm katılımcıların sorularını yanıtlayan Esra Ergün yapay zekâ uygulamalarının yaygınlaşmasıyla çok çeşitli disiplinleri içinde barındırdığını belirterek uzmanlık ve ilgi alanları doğrultusunda odaklanılması gerektiğinin altını çizdi. Öğrencilerimize, bu alandaki sektörel yayınları, işletmecilik dergilerini ve webinarları takip etmelerini önerdi. 

Microsoft Consultancy Services Account Delivery Executive Esra Ergün’e e-seminerimize katıldığı için çok teşekkür ederiz.

 


Son Güncelleme Tarihi: Pt, 19/10/2020 - 11:53