Skip to main content

Cevdet Aşkın - Referans Gazetesi

KKTC Cumhurbaşkanı Talat, İstanbul'da Kültür Üniversitesi'nin düzenlediği toplantıda konuştu ve Kıbrıs'ta çözüm için Annan Planı'ndan taviz verebileceklerinin sinyalini ilk kez verdi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3 Eylül'de Kıbrıs'ta başlayacak olan müzakereler sürecinin sonunda birleşmenin garanti olmadığını söyledi. Talat, Annan Planı'nın çok gerisine düşülmemekle birlikte bazı tavizlerin de verilebileceğinin işaretini verdi.

Kıbrıs'ta 3 Eylül'de başlayacak müzakereler öncesinde İstanbul Kültür Üniversitesi bünyesindeki Global Political Trends Center (Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi) tarafından önceki akşam düzenlenen toplantıda konuşan Talat, "Kimse bu sürecin sonucunda çözüm olacağının garantisini veremez. Çözüm olmazsa nasıl bir noktaya geliriz, bunu da kestirmek mümkün değil. Ancak o noktada uluslararası toplumun sizi desteklemesi lazım" dedi. Çözüm olması halinde bunun Annan Planı'ndan farklı olacağını ancak bu farkın ne kadar olacağının kendileri açısından önemli olduğunu söyleyen Talat "Bazı değişiklikler olacaktır. Ama ne kadar? O planda bizi rahatsız eden yönler var. Yer değiştirecek insan sayısı o zaman 45 bindi. Şimdi 60 bin olmuştur. Bunun rahatsızlığını duyuyoruz ne yapacağımızı bilmiyoruz. Ama Annan Planı'nın çok gerisine düşmek zor olur bizim için" diye konuştu. Talat, Annan Planı'nda Kıbrıs Türkleri için çok hassas olmayan konularda taviz verilebileceğinin de işaretini verdi.
Kıbrıs Rum Kesimi ise 2004 referandumunda reddedildiği için Annan Planı'nı müzakerelere başlangıç pozisyonu olarak kabul etmiyor.

Yoldaşı Hristofyas'tan çok emin değil
Rum lider Dimitris Hristofyas'ın çözüm konusunda ne kadar samimi olduğunu bilmediğini söyleyen Talat, "İlk bir araya geldiğimizde Hristofyas'a 'Bak yoldaş, bu sorunu ya biz çözeceğiz, ya da ayrılığa mührü basacağız. Bunun farkında mısın?' diye sordum. Gözleri doldu ve 'Evet farkındayım, onun için aday oldum' yanıtı verdi" diye konuştu. 

Talat Kosova'dan sonra en son olarak Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlık ilanlarının Rumlar üzerinde birleşme yönünde baskı oluşturduğunu, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yapılacağı Haziran 2009'dan önce çözüm olabileceği görüşünü taşıdıklarını kaydetti.
3 Eylül'deki buluşmanın görüşmelerin çerçevesinin çizileceği bir gündem toplantısı olmasını beklediğini, bu nedenle kritik bir toplantı olmadığını söyleyen Talat esas görüşmelerin 11 Eylül'den sonra başlayacağını belirtti. Talat, Türk tarafı olarak ideal görüşme sıklığının haftada iki olmasından yana olduklarını ancak Rum tarafının haftada tek buluşma yapılması konusunda ısrarlı olacağını tahmin ettiğini söyledi.

Rum Kesimi'ndeki başkanlık sistemi nedeniyle Hristofyas'ın taşıdığı yönetimsel sorumluluklar, müzakerelere Talat kadar zaman ayırmasını zorlaştıran temel faktör olarak görülüyor. 

Takvim ve hakemlik konularının ileride gündeme gelebileceğinden söz eden KKTC Cumhurbaşkanı, "Her konuda anlaşamayacağımız ortada. Hakemlik konusunda İngiltere olmaz. Türkiye ve Yunanistan'ın katkısı yardımcı boyutta olur. Asıl olarak BM Genel Sekreterliği en makul makamdır" diye konuştu.

İzolasyonların hemen kalkması gerekiyor
Talat görüşmelerde mal varlıkları ve izolasyonlar konusunun çok önemli olduğunu, Rumların Avrupa Birliği'ne uyum çerçevesinde yapılan çalışmaları ve özellikle gümrük otomasyon sistemiyle ilgili girişimleri engellemeleri nedeniyle Magosa Limanı'nın birleşmenin birinci gününde "çökeceği"ni söyleyerek "İzolasyonlar hemen kalkmalı yoksa bu konuda geçiş süresi uzun olur" uyarısında bulundu. Rumların geçiş süresini kısa tutmak için bastıracağını söyleyen Talat, Magosa Limanı konusunda bir çözümün de Kıbrıs'ta "ihtisas limanları" uygulamasına gidilmesi olduğunu kaydetti.

Bunun kabul edilmesi halinde örneğin Magosa'nın turizm, Larnaka'nın ithalat, Limasol'un ihracat limanı olarak belirlenmesi söz konusu olacak.

Askerlerle aramız iyi
Türkiye ile çok iyi bir istişare içinde olunduğunu söyleyen Talat, Ankara'nın desteği olmadan bir ilerlemeyi olanaklı da görmüyor. Kıbrıs'la ilgili atılacak adımlar konusunda hem Türkiye'de hem de Kuzey Kıbrıs'ta en çok merak edilen "Asker ne der?" noktasında KKTC Cumhurbaşkanı rahatsız görünmüyor. 

Ada'da sivil-asker ilişkisinin son 1.5 yıldır çok iyi olduğunu söyleyen Talat, Kuzey Kıbrıs'taki sivil toplum kuruluşlarına müzakereler boyunca toplumsal birlik olunması konusunda çok iş düştüğü görüşünde.